Uluslararasılaşma ve Kore dalgasının (Hallyu) yayılmasıyla Korece eğitimine olan talep hızla artmaktadır ve amaç ve ilgi alanlarına göre çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır.
Gramer-tercüme yöntemi, doğrudan yöntem, işitsel-sözlü yöntem gibi çeşitli öğretim yöntemlerinden geçerek günümüzde iletişim odaklı ve görev odaklı yaklaşımlar ağırlık kazanmıştır.
Gelecekte yapay zeka gibi yeni teknolojilerin kullanımı ve öğretim kadrosunun uzmanlığının artırılmasıyla daha etkili Korece eğitim yöntemleri geliştirilmelidir.
Ⅰ. Giriş
Günümüzde Korece eğitimi, hızla artan uluslararasılaşma ve Kore dalgasının (Hallyu) etkisiyle dünya genelinde büyük bir talep görmektedir. Korece, birçok insanın öğrenmek istediği bir dil haline geldiğinden, Korece eğitiminin önemi artmakta ve çeşitli amaçlara ve ilgi alanlarına göre farklı dallara ayrılmaktadır.
Yabancı işçi sayısındaki artış ve istihdam izni sisteminin yürürlüğe girmesiyle, Korece eğitimi bu kişiler için olmazsa olmaz bir gereklilik haline gelmiştir. İş ve eğitim amacıyla gelenlerin talebinin artmasıyla birlikte, Korece eğitimi sadece dil edinimi değil, günlük hayatta iletişim becerisinin geliştirilmesine de odaklanmaktadır.
Bu doğrultuda, ülkemiz yabancıların çeşitli çalışma sistemlerine ve amaçlarına uygun etkili Korece eğitim yöntemleri geliştirmek ve sunmak için çaba sarf etmektedir. Bu süreçte uzmanlık ve sistematiklik üzerine düşünce, Korece eğitim tarihinin başlangıcından itibaren ele alınmalıdır. Mevcut eğitim yöntemlerini incelemek ve geliştirmek için Korece eğitiminin geçmişinden itibaren uygulanan yöntemleri anlamak, her dönemin geliştirdiği özellikleri analiz etmek ve geleceğin eğitimi için stratejiler üzerinde düşünmek gerekmektedir.
Ⅱ. Gövde
Korece eğitiminin amacına göre sınıflandırılması için, öncelikle Korece eğitim kavramı ve her dönemin izlediği özelliklerin neler olduğuna bakalım.
Öncelikle, dil öğretim metodolojisinin (Language Teaching Methodology) sözlük anlamı, ikinci yabancı dili öğrenen öğrencinin hedef dili (target language) öğrenmesi için kullanılan öğretim yöntemidir. Bu, iki veya daha fazla yabancı dili öğretmek için sistematik ve stratejik bir yaklaşımla da eşleşir.
Burada 'sistematik' kelimesi sayesinde, yaklaşımın zaman içinde geliştiğini anlayabiliriz. Bu, daha önce kullanılan araştırma yöntemlerinin dezavantajlarını gidermek için sürekli olarak yeni yaklaşımların eklendiğini gösterir.
Peki her döneme ait yöntemler nelerdir ve bu yöntemleri tamamlamak için yeni yaklaşımlar nelerdir? Bunu öğrenmek için dil öğretim metodolojisinin kavramı ve özellikleri ile Korece eğitim öğretim metodolojisinin kavramı ve özelliklerini inceleyeceğiz.
a. Dil Öğretim Metodolojisinin Kavramı ve Özellikleri
Dil öğretim metodolojilerini zamana göre sıralarsak şu şekildedir:
1. Gramer-Çeviri Yöntemi (Grammar-Translation Method) [Dönem: 18. yüzyıl sonları – 19. yüzyıl]
18. yüzyılın sonlarından 19. yüzyıla kadar kullanılan gramer-çeviri yöntemi, Yunanca ve Latince'nin ortaçağ klasik edebiyat çalışmaları için eğitime uygulanmıştır. Sözcük ezberini vurgulayan bu yöntemde öğretmen, çeviri yoluyla öğrencilerin içeriği anlamasını sağlar. Sözcük ve gramer merkezidir ve öğrencinin ana dilini kullanır.
Ancak bu yöntem, bağlamdan yoksun öğretim nedeniyle sözcük ve grameri anlamakta zorluk çıkarabilir ve öğretmen merkezli tek yönlü bir yöntem olduğundan öğrenciler sıkıntı ve dışlanmışlık hissedebilir.
2. Doğrudan Yöntem (Direct Method) [19. yüzyıl sonları - 20. yüzyıl başları]
19. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın başlarına kadar ortaya çıkan doğrudan yöntem, gramer-çeviri yönteminin sınırlamalarını aşma girişimi olarak ortaya çıkmıştır. Bu yöntem, dilin gerçek kullanımına odaklanır ve öğrencilerin dili doğrudan kullanmalarını vurgular. Ayrıca, sözlü öğrenimi vurgular ve dersi hedef dil merkezli olarak yürütür, böylece öğrenmenin gerçekçiliğini vurgular.
Doğrudan yöntemin en önemli avantajı, iletişim becerisini vurgulayarak gerçek dil kullanımı deneyimi sağlamasıdır. Bu sayede öğrencinin iletişim becerisi gelişir. Ancak bu yöntem, sadece hedef dili kullandığı için akıcı bir öğretmene ihtiyaç duyar ve sistematik bir öğretim zor olabilir.
3. İşitsel-Sözlü Yöntem (Audiolingual Method) [1940'lar – 1950'ler]
1940'lardan 1950'lere kadar kullanılan işitsel-sözlü yöntem, davranışçı psikoloji ve yapısalcı dilbilimden etkilenmiştir. Bu yöntem, ağırlıklı olarak telaffuzu vurgulamayı, ana dili en aza indirmeyi ve sözlü ifadeleri tekrarlayarak öğrenmeyi içerir.
Bu yöntemin avantajı, tekrarlı sözlü alıştırmalarla konuşma ve dinleme becerisinin gelişmesidir. Ancak, doğru telaffuza odaklanmanın özgüveni düşürebileceği dezavantajı vardır.
4. Bilişsel Öğrenme Teorisine Dayalı Yöntemler (Cognitive Approach) [1960'lardan itibaren]
1960'lardan itibaren ortaya çıkan bilişsel öğrenme teorisine dayalı yöntemler, öğrencinin bilişsel yeteneklerini vurgular. Öğrencinin kendi kendine kural bulmasını teşvik eder ve dil öğrenimindeki hataları doğal bir öğrenme parçası olarak ele alır.
5. İletişimsel Dil Öğretimi (Communicative Language Teaching – CLT) [1970'lerden itibaren]
1970'lerden itibaren yaygınlaşan iletişimsel dil öğretimi, gerçek iletişim durumlarına odaklanır ve öğrencilerin dil kullanarak çeşitli etkinlikler yapmasını sağlar. Öğretmen müdahalesi en aza indirilir.
6. Görev Odaklı Yaklaşım (Task-Based Approach) [1970'lerden itibaren]
1970'lerin sonlarından itibaren uygulanan görev odaklı yaklaşım, gerçek iletişim durumlarına odaklanır ve öğrencilerin bilgiyi kullanarak çeşitli görevleri yerine getirmesini sağlar.
Peki Korece eğitim öğretim metodolojisinin kavramı ve özellikleri nelerdir?
b. Korece Eğitim Öğretim Metodolojisinin Kavramı ve Özellikleri
Korece eğitim öğretim metodolojisi, zaman içinde 5 bölüme ayrılabilir.
1. Korece Eğitiminin Başlangıç Dönemi (1958 öncesi):
Eğitim kurumlarının kurulmasından önce gramer-çeviri yöntemi ağırlıklıydı. Temel gramer ve kelime öğrenimi vurgulanmış ve konuşma kitapları da çeviri merkezli olarak düzenlenmiştir.
2. Korece Eğitiminin Doğuş ve Gelişim Dönemi (1959-1985):
Eğitim kurumlarının yokluğu nedeniyle, özel meslek gruplarına yönelik bireysel eğitim yapılmıştır. İşitsel-sözlü yöntem baskındır ve mekanik tekrarlı alıştırmalar önemli görülmüştür.
3. Korece Eğitiminin Genişleme Dönemi (1986-1997):
Konuşma, okuma, dinleme ve yazmayı birleştiren bütünleştirici öğretim yöntemleri uygulanmaya başlanmıştır. Hala gramere odaklanırken, akıcılık ve iletişim becerisine de önem verilmiştir. Görev merkezli öğretim yöntemi vurgulanmış ve bu da iletişim becerisinin geliştirilmesine katkıda bulunmuştur. İşitsel-sözlü yöntemden iletişimsel dil öğretimine geçiş dönemi olarak kabul edilebilir.
4. Korece Eğitiminin İstikrar Dönemi (1998-günümüz):
Eğitim kurumlarındaki artış ve üniversitelerin çoğu bünyesinde kurumların kurulmasıyla istikrar dönemine girilmiştir. İletişim merkezli öğretim yöntemi baskın hale gelmiş, ancak görev merkezli öğretim ve işlevsel bütünleştirici eğitim de birlikte uygulanmaktadır. Bütünleştirici öğretim yöntemi, gerçek hayattaki iletişimi vurgular ve öğrencilerin dört dil becerisini etkin bir şekilde kullanmasını sağlar. Bunun nedeni, öğrencinin kendini ifade etme yeteneğini ve karşısındaki kişinin sözlerini veya yazılarını doğru anlamasını sağlamaktır.
5. Görev Merkezli Öğretim Yönteminin Öne Çıkması:
Günümüze gelindiğinde, görev merkezli öğretim yöntemi eğitimin gerçekçiliğini artırma yolu olarak öne çıkmaktadır. Öğretmenin tek taraflı ders anlatımının önlenmesi amacıyla, öğrencinin aktif katılımını teşvik ederek öğrencinin daha aktif bir şekilde öğrenim sürecine katılmasını sağlamayı amaçlamaktadır.
Ⅲ. Sonuç
Korece eğitimi, uluslararası dil öğrenimi öğretim yöntemlerinin akışına göre gelişmiş, ancak uzmanlık ve sistematikliğe dayalı olarak sürekli olarak araştırma ve geliştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Bu, uluslararası eğilimlere ilgi gösterirken öğrenciler için en etkili öğretim yöntemini aramayı da içerir.
Günümüzde Korece eğitimi, konuşma, dinleme, okuma ve yazma becerilerinin bütünleştirici öğretim yöntemleri ve görev merkezli öğretim yöntemlerini birleştirerek kendi avantaj ve dezavantajlarını en üst düzeye çıkarmaktadır, ancak daha iyi bir öğretim yöntemi bulmak için daha çeşitli ve etkili yöntemler de denenmelidir.
Örneğin, öğrencilerin tartışmalarını teşvik etmek veya deneyimsel öğrenme veya yapay zeka destekli çeşitli yöntemleri uygulamak, gelişmiş teknolojinin etkin bir şekilde kullanılmasıyla öğrenme etkinliğini artırabilir. Elbette bu çabalar, Korece eğitim öğretim kadrosunun çok yönlü yeteneklerini gerektirmektedir. Ancak bu ihtiyaçlar sonunda teknolojinin yoğunlaşmasına yol açarsa, Korece öğretim metodolojisi bilim dalı, uzmanlık ve sistematiklik açısından inanılmaz bir gelişme kaydedecektir.